3 Aralık 2009 Perşembe

YOLSUL MU, CAHİL Mİ?


Bir milleti zayıf mı görmek istiyorsunuz? Her dediğinizi yaptırmak mı istiyorsunuz? Formülü çok basit. Ya yoksul bırakacaksın ya da cahil. Tabi yapabiliyorsan her ikisini de uygulayacaksın. O zaman daha etkili olacaktır.

Çevremizi ve kendimizi gözlemleyelim. Büyük çoğunluk geçiminin derdinde velhasıl geçim derdi birinci sırada. Fakat insanımızın yaşamı geçinme derdiyle mi tamamlanacak? Acıdır ki birçoğu hayata gözlerini bu dertle yummuş. Etrafı denizlerle çevrili ülkemizde deniz yüzü görmeden ölen o kadar çok insan var ki.

Zamanımız boşu boşuna kuyruklarda, resmi evraklarda, tv başında, stadyumlarda veyahut kahve köşelerinde geçiyor. Adamlar kolayı zorlaştırmış, çalışkanı tembelleştirmiş.
Dar gelirli bir ailenin yaşam koşullarını ele alalım. Baba parayı zor kazanıyor. Daha çok kazanmak için eve geç geliyor. Dolayısıyla karısı ve çocuklarıyla yeterince ilgilenemiyor. Kadın sevgiye, evlat şefkate muhtaç. Bu da aile bağlarını zayıflatıyor. Kadın kocasını aldatabiliyor. Aileler boşanıyor. Çocuklar ise şefkati yanlış yerlerde arayabiliyor. Çocukla yeterince ilgilenilmediği için okuma problemi yaşıyor. Belki bir bilim dalında çok yetenekli fakat yanlış yönlendirildiği için başarısız oluyor.
Kişi fakir olunca yasal olmayan yollar mecburen meşrulaşmaya başlıyor. Hırsızlık, fuhuş, dolandırıcılık vs. hepsi kendiliğinden artıyor.
Cahillik mi? Zaten çoğumuz cahil. Kitap okumak bizim neyimize. O bizim için çok lüks. Geçim sıkıntısı kafamızı meşgul ederken, o kafayla bir de kitap mı okuyalım. Okusak çok farklı olacak ama ne yapalım şartlar böyle. (Bahane üretmeyi severiz.)

Sonuç: Sisteme dahil olmak için ya yoksul ya cahil olacağız ya da her ikisi.Bu iki yaramıza merhem bulmadan ülkemizi düzgün hale getiremeyiz. Ne yapalım temennimiz olsun

Hiç yorum yok: